El cerrahisi, üst ekstremitenin boyundan parmak ucuna kadar tüm sorunları ile ilgili bir bilim dalıdır. Kemikler, bağlar, kaslar, tendonlar, sinirler ve damarlar ana yapı elemanlarını oluşturur.
Kemikler, stabilite ve hareket için temel elemanlardır. Kemiklerin birbirleri ile buluştukları hareketli bölgeler eklemleri meydana getirir. Kemiklerin birbirleri ile eklem yapan yüzlerinde kıkırdak örtüler vardır. Yukarıdan aşağı inecek olursak omuz ile dirsek eklemleri arasında sadece bir kemik bulunur. Bu kemiğin adı humerus’tur. Önkol adı verilen dirsek ve el bileği arasında başparmak hattı üzerinde yer alan radius, küçük parmak hattı üzerinde yer alan ulna kemikleri vardır. El bileğinde isimlerini ve yerleşim sıralarını bu branştan olmayan doktorların dahi saymakta zorlandıkları 8 adet küçük kemikçik (skafoideum, lunatum, trikuetrum, pisiforme, trapezium, trapezoideum, kapitatum, hamatum) bulunur. El sırtı- avuç içi bölgemizde ise ayaktaki tarak kemiklerine denk gelen kemik grubu vardır. Bu kemiklere metakarp adı verilir. Her parmak tabanına doğru bir adet olmak üzere beş tane metakarp kemiği vardır. En son olarak da parmaklarımızı oluşturan falanks kemikleri vardır. Başparmağın iki, diğer parmakların üçer falanksı vardır. Yerleşimlerine göre proksimal falanks (parmak kökünde), orta falanks ve distal falanks (parmak uç kemikleri) olarak isimlendirilirler.
Bağlar (kirişler), kemiklerin eklem yaptıkları bölgelerde birbirlerine tutunmasını sağlayan elemanlardır.
Kaslar, hareket sağlayan yumuşak doku elemanlarıdır. Kasların kemiklere yapıştıkları uç uzantılarına tendon adı verilir. Kaslar ve tendonlar genel olarak, fleksiyon (bükme), ekstansiyon (açma), abduksiyon(uzaklaştırma), adduksiyon (yakınlaştırma) ve rotasyon (supinasyon, pronasyon) hareketleri yaptırırlar. Bu hareketlerin her biri için özelleşmiş ayrı kas grupları vardır (örn. Fleksor kaslar, ekstansor kaslar).
Sinirler, basit bir benzetme ile elektrik kabloları gibidir. Kaslara elektrik vererek onların hareketlerini, dokunulan bölgeden toplayarak da bu bölgenin hissetmesini sağlarlar. Dolayısı ile herhangi bir sebep ile sinir iletisinin devre dışı kaldığı durumlarda (sinir kesilmeleri, sıkışmaları gibi) bu sinirlerin yaptırdığı hareket ve dokunma hissi mümkün olamaz. Hareket ettiren liflere sahip sinirlere motor sinir, duyu liflerine sahip sinirlere duyu siniri denir. Sinirler ayrı ayrı motor veya duyu sinirleri olabileceği gibi karışık fonksiyonlu da olabilirler. Önkol ve el düzeyinde üç ana sinirin (radial sinir, median sinir, ulnar sinir) fonksiyonları ön plana çıkar.
Damarlar, kalpten gelen kanı vücudun değişik bölgelerine götüren ve geri getiren boru tarzında yapılardır. Kan ulaştırdıkları kısmın yaşamasını sağlarlar. Atardamarlara arter, toplardamarlara ven denir. Kol seviyesinde bir (brakiyal arter), önkol seviyesinde iki (radial arter, ulnar arter) ana atardamar ve bunların dalları görev yapar. Avuç içi ve parmaklar düzeyinde ise, radial arter ve ulnar arterin önce birleşip sonra tekrar verdikleri dallar bu bölgelerin kanlanmasını sağlar. Venler arterlere göre sayıca çok daha fazla ve anatomik yerleşimleri daha değişkendir.